reklam
Yazarlar
12 Ocak 2023 Perşembe 11:27:00
İsa ALTUN
Bağımlılar ve Tedavi
İsa ALTUN

Bağımlı yakınlarından sıklıkla aldığım bir şikayetten söz etmek istiyorum.
Üzülerek belirtmeliyim ki, birçok bağımlı birey, hangi ‘maddeyi’ kullanırsa kullansın, tedaviye yanaşmak istemiyor.
İyileşmeyi istemeyen bağımlının bu durumu da hem ailesini zor durumda bıraktığı gibi, çevresini de olumsuz yönde etkiliyor.
Maddeye olan talep artıkça ve bünyede yer aldıkça bu kez sorunlar da daha da derinleşiyor. Bağımlıdan aileye yönelik fiziksel ya da duygusal şiddet çoğalıyor.
Başta şizofreni olmak üzere, kişilik bozuklukları da artıyor. Kimi zaman durum öyle bir hale geliyor ki, sonu cinayetlerle bitebiliyor. Bağımlı bireyin yaşamını karartan bu durum karşısında ailenin en yakın sağlık kuruluşundan destek alması gerekiyor.
Anne ve babaların yüreğini yakan bu sorun karşısında Psikolog İlkay Soykal üstadımız konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulunuyor: ‘ Bağımlılık, iyileşim süreçleri kişinin isteklerine, beklentilerine göre değişen bir süreçtir. Bu süreçler, kimileyin aileyi, rahatsız olan kişiyi, aile yakınlarını, iş yerindeki çalışma arkadaşlarını, sosyal ortamlardaki ilişkilerini zorlayabilir veya kolaylaştırabilir. Peki ama nasıl ? Aşamaları vardır. Öncelikle kişi "Benim bir sıkıntım var, durdurmakta zorlanıyorum kendimi o şeye karşı, bir bulaşınca önünü alamıyorum, gözümü açtığımda kendimle kavga ediyorum..." benzeri cümleleri kurduğunda neyi nasıl yapacağını düşünmesinde yarar vardır.
Biraz daha ileriye gideyim. Ya düşünemiyorsa, sıkıntısı gereği algılama, düşünme, duygu düzenekleri bozulmaya başlamışsa ne olabilir ? Devreye, kişinin yakınları girebilir. Bağımlılık süreci için durumu ele alırken önce sıkıntıyı yaşayan insanın durumu kabul edip bir eylemi düşünüp karar vermesinde yarar vardır.
Eylem derken tedaviden söz ediyorum. "tedavi" kelimesine bakalım. Arapça kökenlidir, çeşitli yöntemlerle hastalık iyi edilir, iyileştirilir, sağaltılır, terapi uygulanır. Hepsi ne için yapılır ? Kişinin hastalığı için ? Peki hastalık nedir ? "tedavi" kelimesinde yaptığım üzere Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüne başvuruyorum. Bir isimdir.
Sağlığın bozulmasıdır, rahatsızlıktır, çordur, derttir, sayrılıktır, illettir, marazdır, marazadır, esenlik karşıtıdır; ruh sağlığının bozulmasıdır; aşırı düşkünlüktür, tutkudur. "hastalık" kelimesi toplumda sıklıkla kullanılır. Bazen damgalayıcı olur. İnsanın ilk tepkisi "Ben hasta değilim, sen kendine bak." olabilir. Onun yerine "Görüyorum ki bir değişiklik var, iki ay önceki konuşman yok, farklılık var, bir uzmana danışmak nasıl olur, ne dersin ?" gibi tepkiye yol açmayabilecek cümlelerle ilerlemek yararlı olabilir.
Gelelim ikinci kısma, ortada rahatsızlık var ancak kişi destek yaratmak istemiyor, danışmak istemiyor, konu açılınca sinirleniyor. Nasıl olacak şimdi durum ? Kişinin yakınından başka bir kişi, sözüne saygı göstereceği birinin yardımı olabilir. Tedavinin yalnızca hastaneden geçmediğini bilmekte yarar vardır.
Danışma merkezine, sağlık merkezine, psikoterapi merkezine, rehabilitasyon merkezine, aile sağlığı merkezine, ruh sağlığı merkezine gidip danışılablinir. Dahası kendi kendine yardım topluluklarına gidilebilir. Evden, iş yerinden, cep telefonundan online toplantılara bile katılabilinir. Ancak dikkat, bu nasıl yapılır ? Öğüt vermeyerek.
Kişi hastaneye gitmek istemeyebilir, sıra beklemek istemeyebilir ama sağlık merkezine gidebilir belki, spor merkezine gidebilir belki. Geçerli olan, güven ilişkisini kurabileceği bir yerin ve kişinin olmasıdır. Arının peteği kurması gibi, her gün başka bir çiçekten beslenip peteği kurar, tadından yenmez bir verim çıkar ortaya.
Adına iyileşim deniyor. İzninizle biraz daha ileriye gideyim. Kişi, tüm bu iyileşim merkezlerini reddediyor. Nasıl olacak ? Hemen pes etmeyerek. Bugün istemedi, bir hafta sonra isteyebilir, iki hafta sonra isteyebilir, bir ay sonra isteyebilir. Peki, hiç istemiyor iyileşmek ve aile zarar görüyor. Nasıl olacak ? İki yol çıkıyor ortaya: Kişinin seçimine ve kararına saygı duyup ailenin kendi sınırlarını kesin biçimde belirleyip ödün vermeden kendisini korumaya alması.
İkincisi, vesayet kanunu çerçevesinde zorunlu olarak hastaneye yatırılması. Bunun için avukatla görüşülmesi. Tüm bu aşamalarda ailenin kendi sağlığına dikkat edip, destek alması önemli bir aşama olarak da karşımıza çıkar.

Yorum yap
Daha hiç yorum yapılmadı
reklam
reklam

Namaz Vakitleri
reklam