İçinde bulunduğumuz ekonomik buhran şartları ile ilgili Saadet Partisinin çözüm önerileri nelerdir?
Saadet Partisi hiçbir partinin üzerine eğilmediği ekonomik konular ile ilgili bir program geliştirmiş adına da Adil Ekonomik Sistem demiştir. Bu sistem özetle, “Üretime dayanan, faizin olmadığı, üreticinin vergi yükü altında ezilmediği yaygın kalkınmayı öngörmektedir. Tarımdan sanayiye, ticaretten teknolojiye, işçiden işverene her bir üretim paydaşının ekonomik alanını planlamıştır.” Geçmiş iktidarlarımız döneminde kısmen de olsa hayata geçirilmiş, hızla kalkınma sağlanmış işçi, memur, emekli maaşlarında bu durum net bir şekilde hissedilmiştir. Tüm bu ücret artışlarına rağmen kamu maliyesi dengelenmiş, bütçe açığı verilmemiştir. Sadece bu örnek bile sunduğumuz ekonomik modelin ne kadar gerçekçi olduğunu gözler önüne sermektedir.
Saadet Partisi olarak 2019 yılında 22 adet Politika Kurulu oluşturulmuştur. Gölge bakanlılar olarak da tanımlanacak bu kurullar Türkiye’de ister iç ister dış alan olsun her konuyu ve alanı kapsayacak şekilde kurulmuştur. 350 kişiye yakın uzman kadrosu ile bu kurullar sürekli olarak çalışma yapmaktadır.
Politika Kurulları 2 yıllık süreç içerisinde ağırlığı ekonomik konular olarak üzere 60’ın üzerinde rapor yayınlamıştır. Bu raporlarda hem gerçekçi tespitlerde bulunulmuş hem de çözüm yolları ortaya konmuştur. Bütün bu ve benzeri çalışmalarla birlikte şunu ifade edebiliriz ki Saadet Partisi olarak hem çözümleri esas alan politikalarımızla hem de ehil kadrolarımızla iktidara hazırız.
Erdoğan Türkiye’yi dünya ligine çıkarmadı mı? Türkiye Cumhurbaşkanı dünya liderleri arasına girmedi mi?
Her iki sorunun ortak ve basit bir cevabı var “kesinlikle hayır”. Dünya ligine girmek ekonomi, kültür, bilim, sanat ve hukuk ile olur. Türkiye eğitimde 2015 PISA* sınavlarında 71 ülke içerisinde 51. olmuş, OECD ülkeleri arasında sonuncu olmuştur. Hukukun üstünlüğü endeksinde 126 ülke arasında 109. olabilmiştir. Bilim alanında Aziz Sancar dışında Nobel ödülü alan başka biri çıkamamış, Sancar’da eğitimini Amerika’da görmüştür. Ekonomide para birimimiz Bulgar levasının yüzde yirmi seviyesinin altına düşmüştür. Dünya liderleri arasına girmek ancak sayılan verileri ve benzer birçok veri ile gerçek manada yükseltmekle olabilir
Türkiye’nin tarihi ve kadim birikiminin ürettiği güç hariç konjonktürel zeminde veri veya algı düzleminde bölgesel lider ve küresel aktör olduğunu tescilleyen tek bir vakıa ve kabul söz konusu değildir. Benzer şekilde Erdoğan’ın dünya lideri olduğu yönündeki tekrarlar yandaşların yanda kalma telaşının ürünüdür. Erdoğan ilgiyle takip edilen, söylemleri merak edilen bir siyasi figürdür fakat dünya lideri konumunun çok uzağındadır
Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı olan PISA, Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırmadır.
İktidar yerli otomobilimizi, kendi uçağımızı, tankımızı, füze sistemlerini, İHA’ları yaparak silah sanayisini büyük oranda millileştirmedi mi?
İHA üretimi ve Eskişehir’de devam ettiğini duyduğumuz uçak motoru geliştirme çalışmalarını takdirle izliyor ve destekliyoruz. Ancak şu ana kadar uçak yapılmamış olup ve yapılacağı söylenen uçak projesi ile ilgili somut bir gelişme yoktur. Sadece seçimlerde siyasi söylem olarak kullanılmıştır. Örneğin Altay tankı bir proje olarak önümüzde durmaktadır. Ancak yerli motoru üretilemediği ve yurt dışından temin edilemediği için faaliyete geçirilememiştir. Üretilen füzeleri, şimdiye kadar üretilmemiş olması açısından önemsediğimizi ama özellikleri açısından düşük irtifalı olması ve dünyadaki yüksek irtifalı ve uzun menzilli füzelerin yanında bir anlam ifade etmemesi açısından yetersiz bulduğumuzu ifade edebiliriz. BORA füzesinin menzili 280 km ama İran’ın ürettiği ŞAHAP-4 füzesinin menzili 4.000 km’dir. Bizim şimdi ürettiğimiz füzeyi İran 20 yıl önce üretmişti. TOGG isimli yerli otomobilimizin prototipi İtalya’da Pininfarina Tasarım Bürosuna yaptırıldı. Her ne kadar aracın ismi ve üretim planı yerli olsa da tasarımı yabancı, motor, aktarma organları ve teknolojik yazılımı yine dış ülkelerde aranmaktadır
Dolayısı ile hem üretilmiş bir otomobilimiz yoktur hem de üretilmesi durumunda büyük oranda dışa bağımlı olacak, sadece montaj hattı yerli olacaktır