Hangi ittifaktasınız? Neden Cumhur İttifakı’nda değil de Millet İttifakı’nda yer aldınız?
Saadet Partisi, bir ittifakın paydaşı olarak değil, bizatihi milletden iktidar talep etmek için siyaset yapıyor ve faaliyetlerini sürdürüyor.
Saadet Partisi siyasetinde “öteki” ve “karşı mahalle” gibi kavramlara, ötekileştiren ve kutuplaştıran tutumlara yer yoktur. Ülkenin birliğini her şeyin önünde tuttuğundan dolayı bütün bireylerle, bütün kesimlerle, bütün siyasi partilerle irtibatta olmayı ve iletişim kurmayı gerekli görüyor ve önemsiyor.
Daha kesin ve keskin bir söylemle; meşruiyetini anayasadan ve milletden alan her kişiyle ve partiyle iletişime ve iş birliği süreçlerine makul bakan bir partidir. Yapmış olduğu işbirliklerinde ve ittifaklarda bulunduğu masalarda milletin hayrına ve faydasına olan çalışmalara vesile olacak, zararına olan politikalara engel olacak durumu esas alır
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, sanılanın ve söylenenin aksine koalisyonları ortadan kaldıran, parti sayısını azaltan bir etki üretmemiş, aksine bütün partiler üzerinden diğerleriyle iş birliği yapma, seçim süreci ortaklığı oluşturma baskısı üretmiştir.
Cumhurbaşkanı seçiminde %50+1 seçilme şartı ve iki turlu seçim yöntemi, partilerin tamamına ittifak baskısı yapmaktadır. İdeal olan ile reel olanın kıyasının bir sonucu olarak şunu görmek gerekir ki bugünkü siyasi tablo ve vatandaşlarımızın siyasi yönelimleri, hiçbir partiye ve kişiye %50+1 oranına ulaşma imkânına kavuşturmamaktadır. Parlamenter sistem, seçim sonrası koalisyonlar ile ortaklık iradesine zemin hazırlarken Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi seçim öncesi süreçte bir ortaklık, ittifak dayatması yapmaktadır. Sözün özü ittifak paydaşı olmak, bir tercih değil zorunlu bir terkiptir.
Bugün itibarıyla fikirler, ülkenin durumuna, siyasal sistemin değişimine dair güncel durumu tespit ve çözüm önerilerinde yakınlığı Millet İttifakıyla teması mümkün ve gerekli kılmaktadır. Benzer şekilde AK Parti de fikri kulvarı noktasında yakın olduğu partilerle ittifak içinde bulunmaktadır.
Seçimde en çok oy alan partinin dahi ittifak paydaşı olmak zorunda olduğu bir sistemde “Niçin ittifak içindesiniz?” sorusu, bu kadar yanlış bir sistemi kurmak suretiyle siyasi partileri münhasır davranma imkânından yoksun bırakma tavrı nedeniyle de Cumhur İttifakında neden olmadığımız sorusu anlamını yitirmektedir.
Millet İttifakı ile hareket edilmesi gerekliliği temelde üç madde ile açıklanabilir:
Birincisi, Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçiş aşamasında bugün yaşanan olumsuzlukları ısrarla dile getirmiştik. Şu an muhalefet partilerinin iktidar üzerindeki denge, denetim hakkı ve yetkisi ortadan kalkmıştır. Bu nedenle de güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişi istemektedir. Cumhur İttifakı’nı oluşturan partiler devletin yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirlerinden bağımsız ancak birbirleriyle ahenk ve koordinasyon içerisinde çalışma yönünü zaafa uğratan ve bütün yetkileri tek bir kişiye bağlayan Başkanlık Sisteminde ısrar etmektedirler. Millet İttifakı’nı oluşturan partiler olarak Saadet Partisi ise “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi” istemekte. Bu sorun aşılmadan diğer problemlerin çözüme kavuşamayacağına inanıyor.
İkincisi, Saadet Partisi olarak 1980 darbesi ürünü olan %10 seçim barajını kaldırılmasını, milletin iradesinin Meclis’e tam yansıması gerektiğini ifade etmelerine rağmen AK Parti iktidarı barajı kaldırmamıştır. Getirilen sistemle birlikte hem iktidar olmak hem de baraj duvarını sorunsuz aşmak için partilerin ittifaklarda olması kaçınılmaz olmuştur.
Üçüncüsü, iktidarın siyasi rant ve seçim kazanma uğruna kutuplaştırıcı siyaseti kapsamında Türkiye’yi sağcı-solcu, dindar-dindar olmayan, laik-anti laik, alevi-sünni ve benzeri ayrıştırıcı yaklaşımını ve politikasını; ülkemizde yaşayan insanlarımızın birlikteliğini, beraberliğini, kardeşliğini, kucaklaşmasını bozacak siyasi taktikleri ve hesapları bozarak ülkemize ve milletimize hizmet etmektir. Sonuç olarak Türkiye’miz bugün ekonomi, dış politika, eğitim, hukuk başta olmak üzere diğer birçok alanlarda tıkanmışlık yaşamaktadır.
Ülkemizin bu tıkanmışlığını toplumumuzun tamamını kapsayan büyük ve geniş bir uzlaşı masası kurarak aşacağız. Bu ülkemiz için hem bir ihtiyaç hem de bir zorunluluktur.
Bunun için bir umut ve çıkış yolu arayan insanımızın yüreğine su serpmek, Türkiye’nin ortak sorunlarına ortak çözümler bulmak üzere 6 siyasi parti lideri bir araya gelmiştir. Bu altı siyasi partinin bir araya gelişi, bu partilerin kendi programlarını kendi farklılıklarını yok sayarak bir araya geldikleri anlamına gelmemektedir. Saadet Partisi ve diğer siyasi partiler kendi farklılıklarının farkında olarak şartların mecburiyeti, seçim sisteminin zorlaması ve kanuni bir zorunluluktan dolayı Türkiye’mizin ortak sorunlarının çözümü için bir araya gelmişlerdir. Aziz milletimizin bu gayretimizi takdirle karşılayacağından endişemiz yoktur
(Devam edecek)