Kayabaş’tan 5 Haziran Dünya Çevre Günü Mesajı

5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla değerlendirmelerde bulunan Kayabaş, “Çevre dediğimiz zaman ilk olarak aklımıza ormanlar, denizler, gökyüzü gibi doğal zenginlikler gelse de genel olarak bakıldığında çevre, insanların ve diğer canlıların hayatları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır. Bu ortamı oluşturan etmenlerin herhangi birisinde meydana gelecek bir olumsuzluk dengeyi bozarak büyük felaketlere sebebiyet verebilmektedir” diye konuştu.
 
Saadet Partisi olarak, Antalya’daki çevre sorunları ile değindikleri ve çözüm önerilerini gerekli mercilere sundukları belirten Kayabaş, “ilk olarak Boğaçayı Projesine değinerek; daha proje aşamasında binlerce kuş yuvasının tam üreme mevsiminde yok edilerek verilen tahribatın boyutunu tekraren hatırlatırken projenin tamamlanmasıyla oluşabilecek felaketleri de o dönem defalarca izah ettiklerini belirtti. Netice itibariyle orada çok büyük bir rant vardı ve proje çeşitli revizyonlarla tamamlandı. Şimdilerde gerek yosun patlaması, koku ve sivrisinek sorunu gerekse dünyaca ünlü Konyaaltı Sahilimizin kum ve çakıl taşlarıyla beslenememesi sebebiyle yok olmasıyla karşı karşıyayız” dedi.
 
Alanya’daki Alara Çayı üzerine yapılması planlanan 8 HES için de bölge halkıyla dayanışma içerisinde olduklarını ifade eden Kayabaş; “10 yıl kadar süren hukuk mücadelesi sonucunda Danıştay HES projesini iptal ettiğinde biz yine Alanya’da bölge halkıyla birlikte değerlendirmeler yapıyorduk diyerek sözü Belek Sahillerine getirdi.
Geçtiğimiz yıl, rantı çok yüksek olan Belek Sahillerinin halkın elinden alınarak, Kültür ve Turizm Bakanının Hoteline ve birkaç hotele verilmesine karşı durmak amacıyla oluşturulan platformda da yer aldıklarını belirten Kayabaş, nesli tükenmekte olan Caretta Caretta kaplumbağalarının yumurtlama alanı olan bu alanın kesin korunacak hassas alan olarak belirlenmesi gerektiğini söyleyerek yine aynı dönemde Olimpos, Adrasan bölgesinde değiştirilen Sit alanı koruma derecesi ile bölgenin imara açılması riskine karşın TBMM’de soru önergesi verilmesini sağladık” diye belirtti.
 
Kayabaş, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Korkuteli Dereköy’de yapılması planlanan kömür madenine karşın da çeşitli alternatifleri ortaya koyarak bölgenin tarihi sit alanı, tarım alanı ve su havzası olması sebebiyle de kamu yararının kömürde değil tarım, hayvancılık ve suların korunmasında olduğunu ilan ederek gerek Saadet Partisi İl Başkanlığımız gerekse Korkuteli İlçe Başkanlığımız olarak konunun yakın takipçisi Dereköylü Hemşehrilerimizin mücadelesinin destekçisi olmaya devam ediyoruz.
 
Bu yılın Ocak ayında, anayasaya aykırı bir şekilde orman alanlarının sadece Cumhurbaşkanının kararıyla orman  dışına çıkarılması yetkisini yine Cumhurbaşkanının bir kararla kendisine verdiğini de Köprülü Kanyon Millî Parkının 180 Bölgeye ayrılarak bu bölgelerin pek çoğunda odun ve endüstri amacıyla ağaç kesileceğini de Antalyalı Hemşehrilerimiz bizden duydular. Mart ayına geldiğimizde ise iktidar partisi Antalya milletvekilinin de içinde bulunduğu bir milletvekili grubu tarafından turizm teşvik kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi ile ormanlar ve millî parkların da turizm tesisleri için imara açılmasına da en yüksek perdeden itiraz ederek gündemi belirleyen olduk”
 
Ülkemizde en fazla orman alanına sahip şehir ilimiz olduğunu vurgulayan diyen Saadet Partili Başkan Kayabaş, Akdenizi istila eden Balon Balığı konusunda da konunun paydaşları ile birlikte çalışarak çözüm önerilerimizi kamuoyuyla defalarca paylaştık dedi.
Güncel olarak da 2 tanesi Isparta Sütçüler’de 43 tanesi de Antalyamızda olmak üzere 45 Yaban Keçisinin katledilmesi için 4 Haziran’da yani dünya çevre gününden bir gün önce açılan ihale ile ilgili çalıştıklarını, yürütmenin durdurulması ve ihalenin iptali için de dava açacaklarını söyleyen Kayabaş, sözlerini şu şekilde noktaladı; “Ben, dünya çevre günü doğumlu bir çevre mühendisiyim, Saadet Partimiz şu anda iktidardan uzak ancak Hz. Ali’nin bir zulme engel olamıyorsanız en azından o zulmü herkese duyurun sözünü düstur edinerek tüm haksızlıkları, hukuksuzlukları kamuoyu ile paylaşıyoruz. İktidara geldiğimizde ise şimdi olduğundan daha hassas, daha , daha kararlı olarak Cennet Vatanımızı layıkıyla yöneteceğiz. Yeraltı yer üstü zenginliklerimizi yetim malını nasıl korumak gerekiyorsa öyle koruyacağız”