POLİTİKA
Giriş Tarihi : 16-02-2021 05:03

Kayabaş: “Ciddiyetle Mücadele Edilmeli”

Yerel gündemi belirleyen Saadet Partisi’nden yine gündem oluşturacak açıklamalar geldi. Saadet Partisi, yapmış olduğu çalışmalar ve çıkışlarla herkesin kulak kabarttığı açıklamalarına bir yenisini daha ekledi. Saadet Partisi Antalya İl Başkan Yardımcısı Çevre Mühendisi Abdulkadir Kayabaş, üreme mevsimi öncesi balon balığı özelinde istilacı türler konusunu gündeme taşıdı.

Kayabaş: “Ciddiyetle  Mücadele Edilmeli”

Kayabaş, Yaygın olarak gümüş yanaklı kurbağa balığı olarak bilinen Lagocephalus sceleratus bilimsel ismiyle bilinen Tetraodontidae (kirpi balığı) ailesinden olan balon balığı, son derece zehirli, kemikli bir deniz balığı türüdür diyerek; “Balon balığının ana vatanı hint ve pasifik okyanuslarının tropikal sularıdır. Doğal olarak sığ kıyılardan 250 m derinliğe kadar kayalık diplerde yaşar. Siyanürden 1200 kat daha güçlü bir zehri vardır; anlaşılması için ifade etmek gerekirse toplu iğne ucu kadar zehri bir insanın hayatını kaybetmesine sebep olabilir “ dedi.
 
KÜRESEL ISINMA TETİKLEDİ
1869 yılında Kızıldeniz ile Akdeniz arasında Süveyş Kanalının açılması ile birlikte Akdeniz, Hint ve Pasifik Okyanusları ile bağlanmış oldu diyen Kayabaş, “Akdeniz’de yaklaşık olarak 1000 civarında yabancı tür olduğu bildirilmektedir. Bu sayı diğer Avrupa ülkeleri denizlerinin toplamında yaşayan yabancı tür sayısının tamamında tespit edilenden çok daha fazladır. Akdeniz’de kaydedilen yabancı türlerin 10 tanesi insan sağlığını tehlikeye atabilen türlerdendir. Bu türlerin yedisi balık, üçü ise denizkestanesi, denizanası ve benzeri türlerdir.[i] Bununla birlikte Antalya Körfezinde 61, İskenderun Körfezinde ise 80 istilacı balık türünün tespit edildiği bilim insanlarınca belirtilmektedir” diye konuştu
 
Akdeniz’de görülen balon balığı türünün Japonların geleneksel “fugu” yemeğinde kullanılan balon balığı türünden ayrı olduğunu ve Akdeniz’de bulunan türün dünyanın en zehirli ikinci hayvanı olduğunu belirten Kayabaş, halk arasında bu balıkları Japonlar yiyor, sırtındaki belirli bir kısmında bulunan et yenilebilir şeklindeki algı yanlıştır ve ne yazık ki balon balığı yiyenler hayatlarını kaybetmeye devam etmektedir diye ifade ederek; “Konunun ciddiyetini örneklerle açıkladı. Trajik bir örnek olarak Van’da yaşayan vatandaşlarımız 2021’in ilk günlerinde balon balığı yedikleri için zehirlenmiş ve hayatını kaybedenler olmuştur. Bırakın karaya çıkartılmayı tekneye alınması dâhi mevzuatımıza göre yasak olan balon balığının ticarî bir ürün olarak Mersin’den Van’a götürüldüğünün tespit edilmesi tehlikenin büyüklüğünü gözler önüne sermektedir. Son olarak İzmir’den İskenderun’a yük götüren kuru yük gemisi mürettebatı, seyr-ü sefer hâlinde Finike açıklarında avlanırken yakalayıp temizleyerek dolaba kaldırdıkları balon balıklarını 11 Şubat 2021 Perşembe günü Hatay’da tükettikten sonra zehirlenme belirtileri gösteren geminin 2. Kaptanı hayatını kaybetti. Balıkları birlikte tükettikleri mürettebattan 4 kişi ise açıklamayı yaptığımız an itibariyle yoğun bakımda yaşam mücadelesi vermektedir  Bu ve buna benzer pek çok haberi üzülerek görmeye devam ettiğimiz gibi 2019 Eylül’de Anamur Kaledran Plajında 8 yaşındaki E.B.D. isimli bir kız çocuğu, ailesiyle birlikte yüzerken ifadesine göre 40-45 cm boyunda bir balığın saldırısına uğruyor ve sol el yüzük parmağının ilk boğumunu kaybediyor. Yapılan araştırmalarda parmağı kopartan balığın da balon balığı olduğu tespit edildi” dedi.
 
İstilacı türlerin verdiği maddî zararlara dikkat çeken Kayabaş, “balon balığı aynı zamanda misina, iğne (kanca), ağ v.b. gibi balıkçılık faaliyetleri amacıyla kullanılan alet ekipmanlara da zarar vererek maddî kayba da yol açmaktadır. Yerel kabuklular ve balık türlerinin yumurta, yavru ve erişkinlerini de tüketerek bu türler üzerinde de ciddî baskılar oluşturan balon balığı bu anlamda da ülkemize ciddî kayıplar yaşatmaktadır. Aynı şekilde münhasır ekonomik bölge olarak ilân ettiğimiz ve dünyaya kabul ettirme mücadelesi verdiğimiz Akdeniz’deki bu alanları balon balığından da ciddiyetle korumamız ülkemizin menfaatleri gereğidir” dedi.
 
BALON BALIĞI İLE CİDDİYETLE  MÜCADELE EDİLMELİ
Kamuoyunun yakından bildiği üzere Bakanlık balon balığı kuyruk alım kampanyası düzenlemiş ve bizi de heyecanlandırmıştır ancak kampanya detaylarına baktığımız zaman yine mücadele ediliyormuş gibi göstermelik bir çalışma olduğunu anlamamız vakit almadı diyen Kayabaş sözlerini şöyle sürdürdü: “2020 Aralık’ta balon balığı kuyruğu alımı kampanyası düzenlemiş ancak 1 milyon kuyruk veya 31 Aralık 2020 sınırı koyarak başlatılan bu kampanyada 24 günde sadece 36.000 kuyruk toplanabilmiş ve kampanya başarıya ulaşamamıştır çünkü erişkin bir balon balığı ortalama 20.000 yumurta bırakmaktadır. Bir erişkin balığın bıraktığı bu yumurtaların ortalama yüzde 10’unun erişkin hâle geldiğini kabul edersek 18 erişkin balık, yapılan bu kampanyayı boşa çıkartmaya yetecek durumdadır.
Konu ile ilgili olarak konunun uzmanı isimlerle yapmış olduğumuz çalışmalar ve istilacı balık türleri konusunda mücadele edip başarı sağlayan  diğer ülkelerin yaptıklarını göz önünde bulundurarak Saadet Partisi olarak çözüm önerilerimiz:
Yumurtlama dönemine girmek üzere olan balon balıkları için hiç vakit kaybedilmeden yeniden kuyruk alım kampanyası başlatılmalı ve bu kampanya; kuyruk alım sayı kotası olmaksızın en az 3 yıl kesintisiz sürmelidir. Bu süre, 3 yılın sonunda su ürünleri fakültelerindeki bilim insanlarının vereceği kararla ihtiyaç hâlinde +1 yıllık periyotlarla uzatılmalıdır.
Körfezlerde, özellikle kayalık ve tabanı çakıllı alanlarda Kaş’tan Hatay’da Suriye sınırına kadar olan hat boyunca birbirleriyle bağlantılı “balıkçılığa kapalı alanlar” ilân edilmeli ve bu alanlarda yaşam sürdüren ve sayıları artan yerel avcı balıklar (lahoz, orfoz, sinarit v.b.) vasıtasıyla istilacı türler azaltılmalıdır. Kaş- Kekova arasında bulunan balıkçılığa kapalı alanda istilacı türlerin azaldıkları görülmüş ancak balıkçılığa açık diğer alanlarda bu avcı balıklar av durumunda olduğu için Akdeniz’de istilacı türler popülasyonunda azalma görülmemektedir. Burada balıkçılarımız, balıkçılığa kapalı alanları kendileri istemelidir çünkü istilacı türler bu hızla giderse ekonomik değeri olan balıklara ulaşmamız neredeyse imkânsız hâle gelecektir.
Aslan balığı istilacı türünün azaltılması amacıyla tüm dünyada kullanılan uzun el zıpkını yöntemiyle avlanmasının önü bakanlıkça açılmalı ve de teşvik edilmelidir. Aslan Balığı, tüketilebilir durumda olan bir tür olması sebebiyle bu yöntemle avlanarak ekonomik olarak değerlendirilmelidir
Bilindiği üzere Akdeniz artık bir Türk gölü değil. İstilacı türlerin Akdeniz’den uzaklaştırılması amacıyla öncelikle Akdeniz’in Doğusunda bulunan Akdeniz’e kıyıdaş ülkelerin katılımıyla bir konferans tertip etmeli ve bu ülkeleri de yukarıdaki çözüm önerilerimizle hareket etmeye teşvik etmeliyiz. Bu konferans Akdeniz’in Doğusunda yaşanan sorunların çözümü için ilk adım olabilmesi sebebiyle de ayrıca önemlidir”
 
Kayabaş, giderek tropikal iklim su sıcaklığı seviyelerine yaklaşan Akdeniz’de bu balıkların tamamen ortadan kalkması mümkün gözükmemektedir. Ancak alınacak önlemlerle orta ve uzun vadede istilacı türlerin popülasyonu kontrol altında tutulabilecektir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz için istilacı türlerle mücadele vaz geçilemez bir mecburiyettir. Vakit kaybedilmemelidir başka Akdeniz yok diyerek açıklamasını noktaladı
 
AYDIN ÇEVİK / ANTALYA


 

Gazete AntalyaGazete Antalya